• Home
  • EFELER İLÇESİ VE AYDIN HAKKINDA

EFELER İLÇESİ VE AYDIN HAKKINDA

AYDIN İLİ EFELER İLÇESİNİN TARİHÇESİ

Ege Bölgesi’nde yer alan Aydın ili, kuzeyinde İzmir ve Manisa, batısında Ege Denizi, doğusunda Denizli, güneyinde Muğla ile çevrilidir. Akdeniz ikliminin etkisi altında kalan şehir, Büyük Menderes Nehri sayesinde tarım açısından zengindir; pamuk, zeytin, incir, kestane, tütün, narenciye başlıca tarım ürünlerindendir. Kentin merkezi Efeler ilçesinde geçmişin en eski izlerine Dedekuyusu (Deştepe) Höyüğünde rastlanmaktadır. Buluntular, günümüzde Efeler ilçesine bağlı Mimar Sinan Mahallesinin sınırları içinde bulunan Deştepe Höyüğü ’nün tarihini MÖ 4500 yıllarına kadar indirmektedir. Kentin ikinci eski yerleşimi, MÖ VIII. Yüzyıla kadar tarihlenen Trakya’dan göç eden Tiral Kabileleri tarafından kurulan Tralleis adı verilen yerleşimdir. MÖ 192 yılında kent, Romalıların hâkimiyetine girmiştir. Şehir, MS 395 yılına kadar Romalıların yönetimi altında kalmıştır. Türkler tarafından XIII. Yüzyılın sonunda fethedilen Tralleis şehrinde su yetersizliği nedeniyle iskân edilmemiş ve kentin güney eteklerine yerleşilmiştir. 14.yüzyılın ilk çeyreğinde Aydınoğulları Beyliğinin yönetimine geçen kent, XV. yüzyılda ise Osmanlıların eline geçmiştir. Bu dönemde şehrin merkezi Güzelhisar olup, Saruhan’da bulunan Güzelhisar ile karıştırılmamak için “Aydın Güzelhisarı” denilmiştir. Fatih Dönemindeki tahrir defterlerinde (1451) tarihli Aydın’ın yedi mahalleden ibaret bir kasaba ve yaklaşık 970 nüfuslu olduğu belirtilmektedir.1653 yılında Aydın’da büyük bir deprem meydana gelmiştir. Depremin sonucunda birçok insan hayatını kaybetmiş, sosyal ve dini amaçlı yapılar, evler yıkılmıştır. Aydın Güzelhisar’ı depremin neden olduğu büyük hasara rağmen, hem göçlerle hem de transit ticaret yolu üzerinde yer almasından dolayı gelişimini sürdürmüştür. 16.yüzyılın sonu ile 17.yüzyılların başlarında Aydın’ın/ Efeler’in kentsel gelişimi artmış, mahallelerin sayısı, yirmiye ulaşmıştır. 1671 yılında kente gelen Evliya Çelebi, mahalle sayısının 22 olduğunu belirtmiştir. 18. ve 19. yüzyıllarda kentin büyüdüğü ve özellikle 19. yüzyılın ilk çeyreğinde Aydın’ın vilayet merkezi olmasıyla kentin gelişiminin devam ettiği kaynaklarda ifade edilmektedir. 19.yüzyılın sonlarında mahalle sayısı 27’ye yükselmiştir. 1856 yılında İzmir-Aydın demiryolunun işletmeye açılmasıyla bölgenin ticari açıdan canlanması sağlanmıştır. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın Osmanlı Devleti üzerinde yarattığı bunalımın ekonomik ve sosyal anlamda ülkenin tümüne yansıdığı aşikârdır. Bu sıkıntılardan payını alan Aydın ili 27 Mayıs 1919 gününde Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. İşgal sırasında Aydın şehri yağmalanmış, yakılıp yıkılmış, halkı katliama uğramış ve insanlık dışı muamelelere maruz kalmıştır. 40.000 nüfusa sahip olan kentin nüfusu bu dönemde 1000’e kadar düşmüştür. 30 Haziran 1919’da Yörük Ali Efe ve Demirci Efe gibi efelerin öncülüğünde milli kuvvetler oluşturulmuş ve kısa süreliğine de olsa şehir, Yunanlıların elinden kurtarılmıştır. Bu kurtuluş çok uzun sürmemiş 4 Temmuz 1919’da Yunanlılar tarafından şehir tekrar ele geçirilmiştir. Nihayetinde 7 Eylül 1922’de Yunanlılar Aydın’dan çıkarılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra yanmış şehri yeniden imar etmek için dönemin belediye başkanı Fuat Şahin Erlaçin tarafından kentin hâlihazır imar planı hazırlatılarak Aydın’ın imar faaliyetine başlanılmıştır. Şehir, 1923 yılından 1950 yılına kadar yoğun imar faaliyetine rağmen ancak Cumhuriyet dönemi öncesi durumuna kavuşabilmiştir.1950 ve sonrası tarımda makineleşme artmıştır. Bunun sonucunda köyden kente göçler fazlalaşmıştır. Ülkenin tümünde olduğu gibi Aydın ilinde de bu artış gözlenmiştir. 1954 yılında Aydın Tekstil Fabrikası’nın ve Birinci Sanayi Sitesinin kurulması ile iç göçlerle gelen nüfus artmış ve kentin nüfusu güneybatı kısmında yoğunlaşmıştır. 1965 yılında ülke genelinde olduğu gibi Aydın’da da yurt dışına göçler başlamıştır. Sonuç olarak şehir, günümüzde ana yollar boyunca büyümeye devam etmektedir. Aydın kenti, tarihi, turizmi ve tarımı ile Batı Anadolu’nun en önemli şehirleri arasında yerini tescillemiştir. 6360 Sayılı 06.12.2012 Tarihli “On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Kapsamında; Aydın Büyükşehir ve Efeler Belediyesi kurulmuştur. 01.04.2014 tarihinden itibaren hizmet vermeye başlayan Aydın’ın tek merkez ilçe belediyesi olan Efeler Belediyesi; 5 belde, 56 köy ve merkez mahallelerin bağlanmasıyla 83 mahalleden meydana gelmektedir. 

Derleyen : Sn.Fatma Koçak

AYDIN İLİ EFELER İLÇESİNDE YER ALAN KÜLTÜR VARLIKLARI

 1.DEDEKUYUSU(DEŞTEPE HÖYÜĞÜ): İl merkezinin batısında bulunan höyükte yapılan incelemeler MÖ4500’lere kadar yerleşimin mevcudiyetini ortaya koyar. Periyodik olarak sürdürülecek araştırma ve kazılarla höyüğün yerleşim tarihi kesinlik kazanacaktır.

 2.TRALLEİS: Topyatağı Mevkii’ndeki antik kentte yapılan kazılar ve araştırmalar yerleşimin tarihini MÖ VIII. yüzyıla kadar indirmiştir. Kalıntıları günümüze kadar ulaşan eserler arasında arsenal, hamam, gymnasium, surlar, latrina, mezarlar, konutlar, dükkânlar, şapel yer alır; büyük bir kısmı Roma-Bizans dönemlerine aittir. Heykeltıraşlık okulu ve seramik atölyeleri ile de ünlüdür. 

 3.ALİHAN OĞLU İSMAİL TÜRBESİ: Veysi Paşa Mahallesi’nde, Hasır Pazarı Mevkii’nde yer alır. Cami ve medresesi Kurtuluş Savaşı’nda yanmıştır. Kübik gövdeli türbenin üzeri bir kubbe ile örtülüdür. İnşasında taş, tuğla ve devşirme malzeme kullanılmıştır. Mezar taşlarından yapının XIV. yüzyıl son çeyreğinde, Aydınoğulları Beyliği zamanında inşa edildiği anlaşılmaktadır.

 4.TABAKHANE HAMAMI: Ramazanpaşa Mahallesi’ndeki eserin inşasında moloz taş, tuğla, devşirme malzeme kullanılmıştır. Girişi doğu cephesinden verilmiştir. Kubbe ile örtüldüğü anlaşılan soğukluğun kuzeyindeki girişten sıcaklığa geçilir. Ortada kubbeli, üç eyvanlı, üç köşe hücreli plana sahip sıcaklığın kubbesi yıkılmıştır. Eyvanların üzeri sivri kemerli tonozlarla, köşelerdeki halvet hücrelerinin üzeri kubbe ile örtülüdür. Girişi batıdaki eyvanın içinden verilen güneybatısındaki hücrenin üzeri de bir kubbe ile örtülmüştür. Halvetlerin üzeri kubbelidir. Su deposu ve külhanı kuzey cephesinde bulunmaktadır. Eser XIV. yüzyıl sonu-XV. yüzyıl başlarına tarihlenmektedir.

 5.ÜVEYS PAŞA CAMİİ: Veysi Paşa Mahallesi’nde,  Sakarya Caddesi üzerinde eğimli arazide bulunur. Üstü tek kubbeyle örtülen kare planlı bir harim ile kuzeyindeki kubbeli üç bölümlü son cemaat yeri ve kuzeybatısındaki minareden oluşmaktadır. Medresesi ve eski resimlerde görülen orijinal şadırvanı günümüze ulaşamamıştır. Taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. Cephelerde alt sıra pencereleri dikdörtgen şekilli ve sivri kemerli alınlıklara sahiptir; tepe pencereleri dikdörtgen biçimli çökertmeler içine yerleştirilmiş olup sivri kemerlidirler. Kitabesine göre 1568-1569 yıllarında Üveys Paşa tarafından yaptırılmıştır. Aydın’ın merkezinde günümüze ulaşan en eski Osmanlı Dönemi camiidir.

 6.HASAN ÇELEBİ CAMİİ(ESKİ YENİ CAMİİ): Hasan Efendi Mahallesi Batı Gazi Bulvarı üzerindedir. Kare planlı tek kubbeli bir harim ile kuzeyindeki üç bölümlü son cemaat yeri ve kuzeybatı köşesindeki minareden ibarettir. 1950 yılında avlusundaki şadırvanla birlikte onarım geçirmiştir. İnşasında taş, tuğla, mermer malzeme kullanılmıştır. Son cemaat yerinin dip duvarındaki pencereler dış mihrap görünümündedir. Harim girişinde, mihrap ve minberinde süslemeler dikkat çekicidir. XVI. yüzyılın son çeyreğine tarihlenmektedir. 

 7.RAMAZAN PAŞA CAMİİ: Batı Gazi Bulvarı’nda yer alır. Kare planlı, tek kubbeli bir harim ile kuzeyindeki üç bölümlü son cemaat yeri ve kuzeybatısındaki minareden oluşmaktadır. İnşasında kesme taş, mermer ve tuğla malzeme kullanılmıştır. Alçı süslemeleri dikkat çekicidir. 1899 yılındaki depremde temellerine kadar yıkılması sebebiyle yeniden yapılmıştır. Vakfiyesi 1907 tarihlidir; bu tarihten önce inşa edilmiştir.

 8. GÜMRÜK ÖNÜ HAMAMI(ÇİFTE HAMAM):Gümrük Önü Hamamı Veysi Paşa Mahallesi’nde yer alır. Aydın’ın merkezinde günümüze ulaşabilen tek çifte hamamdır; batısındaki bölüm kadınlara, doğusundaki ise erkeklere ayrılmıştır. İnşasında taş ve tuğla malzeme kullanılmıştır. Geçiş unsurları, mimari uygulamaları bakımından XV-XVI. yüzyıllara tarihlenmektedir.

 9.AĞAÇARASI CAMİİ(KIRMIZI MİNARELİ CAMİİ): Adnan Menderes Bulvarı üzerinde Güzelhisar Mahallesi’nde yer almaktadır. Minaresinin renginden dolayı halk arasında Kırmızı Minareli Camii ismiyle anılır. Üzeri tek kubbeyle örtülen kare planlı bir harim ile kuzeyindeki üç birimli son cemaat yeri ve kuzeybatısındaki minareden ibarettir. Taş ve tuğla malzeme inşa edilen eserin kitabesi yoktur. Aydın ili, Köşk ilçesi, Yavuzköy’deki camii inşa ettiren Şemseddin Ahmed Paşa’nın oğlu Ahmed Paşa’nın 1659 tarihli vakfiyesinden caminin ve buna bağlı yapıların 1659 yılında yapımlarının sürdüğü anlaşılmaktadır. İnşaatı 1660-61 yılları arasında tamamlanmış olmalıdır.

 10. BEY CAMİİ (SÜLEYMAN BEY CAMİİ):Cumhuriyet Mahallesi’nde yer almaktadır. Kare planlı tek kubbeli bir harim, bunun kuzeyinde bulunan üç bölümlü son cemaat yeri ve kuzeybatı köşesindeki minareden ibarettir. İnşasında taş ve tuğla malzeme kullanılmıştır. XVII. yüzyılın son çeyreğine tarihlenmektedir.

 11.HACI ÖMER DEDE MESCİDİ(TEKKESİ):Eser önceden tekke olarak yapılmış iken sonradan mescide çevrilmiştir. Taş ve tuğla malzeme ile inşa edilen yapının kuzeyindeki son cemaat yeri ile güneyindeki kubbeli mekândan ibarettir. Sonraki dönemlerde kuzey yönünde daha geniş son cemaat yeri eklenmiştir. Namaz kılınan alandaki kemerli duvar uygulamaları mekân genişletme ve estetik amaçlı yapılmıştır. Mihrabın iki yanındaki basamak konturlu nişler güney duvarına hareket kazandırmıştır. İnşa kitabesi olmayan eserin inşasının ilk olarak XVII.-XIX. yüzyıllar arasında gerçekleştiğini ihtiyat kaydıyla kabul etmekteyiz.

 12.SURLAR: Aydın’da savunma amaçlı yapılan eserlerden yalnızca Veysipaşa Mahallesi’nde, Adliye Sarayı’nın doğusu, Tabakhane Deresi’nin batısında kalan surlar günümüze ulaşabilmiştir. Kuzey- güney ve doğu-batı doğrultularında eğimli bir arazi üzerinde yer alan surların yapımında taş ve tuğla malzeme kullanılmıştır. İki kademe halinde inşa edilen ve yer yer payandalarla desteklenen surlar, Tabakhane Deresi boyunca kuzeye doğru devam etmektedir. Kaynaklarda, inşa kitabesi olmayan surların 1598-1609 yılları arasında çıkan Celali İsyanlarına karşı yedi kapılı olarak yaptırıldığı belirtilmektedir.

 13. RUM HAMAMI: Yapı, Zafer Mahallesi’nde Tabakhane Deresi’nin kuzeyinde, Osmangazi Ticaret Lisesi’nin doğusundadır. Taş ve tuğla inşa edilen hamamın soyunmalık mekânı ortadan kalkmış, ılıklık bölümünün güney ve batı duvarı yıkılmıştır. Sıcaklığının üzeri bir kubbe ile örtülüdür. Büyük kısmı yıkılan kubbenin yuvarlağına yuvarlak kemerli tromplarla geçilmektedir. Halvet hücreleri kare planlı ve kubbelidir. Su deposu, kuzeyindeki odanın batı duvarına bir pencere ile bağlanmaktadır. Mimari özellikleri şimdilik yapının XVII-XVIII. yüzyıla tarihlenmesine imkân tanımaktadır.

 14. NASUH PAŞA KÜLLİYESİ: Köprülü Mahallesi’nde yer alan külliye, hamam, medrese, mescit ve handan oluşmaktadır. İnşalarında taş, tuğla, devşirme malzemeler kullanılmıştır. Medresesi avlulu, avlusu dört yönde revaklar ve mekânlarla çevrili plan tipindedir. Kuzeydoğu köşesine mescit-dershanesi yerleştirilmiştir. Hamamı soyunmalık, ılıklık, sıcaklık ve su deposu bölümlerine sahiptir. Hanı, Osmanlı Dönemi’nin şehir içi ve avlulu hanlar grubuna girmektedir; iki katlıdır. Hanın girişinin üst kısmındaki kitabesinden külliyenin 1708 yılında Nasuh Paşa tarafından inşa ettirildiği anlaşılmaktadır.

 15.  KEMER NAMAZGÂHI: Aydın merkezinin batısında Kemer kavşağında yer almaktadır. Batı yönünde sebili, kuyusu ve çeşmesi bulunmaktadır. Kare planlı namazgâhın inşasında taş ve tuğla malzeme birlikte kullanılmıştır. Üzeri dört adet payeye oturan ahşap yapı ile örtülmüştür. Çeşmesi 1954 yılına aittir.   Namazgâhın sıvasındaki 1729 yazısı dikkate alınarak XVIII. yy. ilk yarısı içine tarihlenmektedir.

 16.DEDEKUYUSU NAMAZGÂHI: İsmini bitişiğindeki kuyudan alan eser, Deştepe veya Dedekuyu olarak bilinen mevkide yer alır. Mimari özellikleri bakımından Kemer Namazgâhına benzemektedir. Platform üzerine kare planlı olarak inşa edilen eserin üzeri ahşap konstrüksiyonla örtülüdür. Dört köşede yer alan payelerinin arası sonradan kapatılmıştır. Güneydoğu payesinin iç kısmına yapılan mihrabının nişi yarım daire kesitlidir; alınlığı iki sıra kılıcına yerleştirilen tuğlalarla oluşturulmuştur. İnşa kitabesi yoktur. Mimari özellikleri bakımından XVIII. yüzyıla tarihlemekteyiz.

 17.BEY HAMAMI(CEMAL BEY HAMAMI):Veysipaşa Mahallesi’nde Ekrem Çiftçi Evi’nin batısında bulunan eser taş ve tuğla inşa edilmiştir; soyunmalık,  ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden ibarettir. Ilıklığın doğusundaki kare planlı sıcaklığın üzerini örten kubbenin geçişleri sivri kemerli tromplar şeklindedir. Su deposu yapının doğusunda yer alır. Kitabesinden Abdülaziz adlı bir kişinin 1763 yılında eseri tamir ettirdiği anlaşılmaktadır. Muhtemelen Cihanoğlu Camii’ni inşa ettiren kişi olmalıdır. Süslemeleri de dikkate alındığında hamamın XVIII. yüzyılın ilk yarısı içinde yapıldığını düşünmekteyiz.

 18.AFİFE HANIM ÇEŞMESİ: Eser Hasan Efendi Mahallesi’nde, Eski Yeni Camii’nin güneybatısındadır. Batısındaki sebil ve sıbyan mektebi ile aynı alanı paylaşmaktadır. Kuzey cephesi ana cephe şeklinde düzenlenmiştir. Çeşme dıştan pahlı silmesiyle dikdörtgen çerçeveli bir çökertme halinde verilmiştir; ayna taşı yuvarlak kemerli bir çökertme içine yerleştirilmiştir. Üst kısımda kitabesi mevcuttur. Doğu ve batı cepheleri sağır tutulmuş, güney duvarına pencere açılmıştır. Su deposunun üzeri tonozludur. Kuzey duvarındaki kitabesinden çeşmenin Afife Hanım tarafından 1753-1754 tarihlerinde inşa ettirildiğini öğrenmekteyiz.

19.CİHANOĞLU KÜLLİYESİ: Köprülü Mahallesi Çankaya Caddesi’nde medrese, sebil ve çeşmeden oluşan külliye içinde yer alır. Yapılar taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. Avlusundaki mermer şadırvan ongen planlıdır. Eser, kare planlı ve tek kubbeli tiptedir. 1756 yılında Cihanoğulları’ndan Abdülaziz Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Medresesi U planlıdır. XIII. Yüzyılın ikinci yarısında camiin ardından yapılmış olmalıdır. Çeşme ve sebil, Cihanoğlu Camii’nin güney yönünde, terasa bitişik vaziyettedir. Çeşme kitabesinden Cihanzade Abdülaziz Efendi tarafından 1782 yılında inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Sebilin kitabesi yoktur, vakfiyesinde Abdülaziz Efendi’nin ikinci eşi Ümmühan Hatun tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir.   

 

 

 20.ATİKE HANIM ÇEŞME VE SEBİLİ: Çeşme ve sebil, Veysipaşa Mahallesi’ndedir. Moloz taş ve tuğla ile inşa edilen çeşme-sebil birbirine bitişik dikdörtgen planlıdır. Sebili kubbe, çeşmesinin su deposu beşik tonozla örtülüdür. Batı cephesi ana cephe şeklinde düzenlenmiştir. Çeşmesi’nin sivri kemerli çökertmesi içine ayna taşı yerleştirilmiştir. Sebilinin penceresi mevcuttur. Sivri kemerinin üst kısmındaki kitabe levhasının yeri boştur. Kitabesinden 1774 yılında Abdullah Paşa’nın kızı Atike Hanım tarafından inşa ettirildiği öğrenilmiştir.

 21.ÇAVUŞ KÖPRÜSÜ: Tabakhane Deresi üzerinde yer alır. İnşasında moloz taş, tuğla ve yer yer devşirme malzeme kullanılan köprü iki gözlüdür. Aydın Valisi Hamdi Paşa’nın üçüncü Aydın Valiliği zamanında 1878-1880 tarihleri arasında genişletilmiştir. Mimari özellikleri ile XVIII. yüzyılın ortalarında yapıldığı düşünülmektedir.

22.CİHANOĞLU(GÜMRÜK ÖNÜ) HANI: Veysi Paşa Mahallesi’nde yer alan han, taş-tuğla ile inşa edilen iki katlı, şehir içi hanlarındandır. Avlusunun doğu ve güney yönlerine revaklar ve gerisine mekânlar yerleştirilmiştir. Avlusunun ortasındaki çeşme handan daha önce yapılmıştır. Fatma Şerife Hanım’ın, 1783-1784 tarihinde bir vakfiyesinde yapıdan bahsedilmektedir. Muhtemelen han XVIII. yüzyıl ikinci yarısına aittir.

 

 23.CİHANOĞLU HANI ÇEŞMESİ: Veysi Paşa Mahallesi’nde Cihanoğlu Hanı’nın avlusunda yer alan çeşme günümüzde harap haldedir. Kuzey-güney doğrultusunda eğimli bir alan üzerine taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. Güney cephesinde sivri kemerli çökertmenin içine sonradan harap olan ayna taşı, lülesi ve sivri kemerli niş yerleştirilmiştir. Teknesi kırıktır. Doğu ve batı duvarları sağır tutulan çeşmenin kuzey duvarında bir penceresi mevcuttur; su deposunun üzeri tonozla örtülüdür. İnşa kitabesi bulunmayan eseri bulunduğu konum ve mimari özellikleri bakımından XVIII. yüzyılın ikinci yarısından önceye tarihlendirmekteyiz.

 24.KÖPRÜLÜ MAHALLESİ SIBYAN MEKTEBİ: Köprülü Mahallesi, Sakarya Caddesi üzerinde yer alan eser, günümüze harap halde ulaşmıştır. İnşasında moloz taş ve tuğla malzeme kullanılan sıbyan mektebi iki katlıdır. Üst katın üzerini örten kubbesi dıştan kiremitlerle kaplıdır ve sekiz kenarlı kasnağa sahiptir. Doğu cephesindeki dikdörtgen çerçeveli, sivri kemer alınlıklı girişten zemin katına geçilir. Alt kare planlıdır ve üzeri beşik tonozla örtülüdür. Kare planlı ve kubbeli üst katın girişi de doğu cephesinden verilmiştir. İnşa kitabesi bulunmayan yapı mimari bakımdan Fatma Hanım Sıbyan Mektebi ile benzer özellikler gösterir. Mimari üslubuna dayanarak eseri XVIII. yüzyıla tarihlemekteyiz.

 25.RAMAZAN PAŞA MAHALLESİ SEBİLİ: Sebil, Ramazan Paşa Mahallesi’nde, Sosyal Sigortalar Kurumunun kuzeyindeki sokak içinde yer alır. Kuzey-güney doğrultusunda eğimli alana kare planlı ve tek kubbeli olarak inşa edilmiştir. Yapım malzemeleri taş ve tuğladır. Doğu, batı ve kuzey yönlerinde apartmanlarla çevrilen sebilin cepheleri üstte iki sıra kirpi saçakla sona ermektedir. Sokağa dönük güney cephesinde basık kemerli bir pencere ile sivri kemerli girişi vardır. Giriş dışta dikdörtgen şekilli bir çerçeve ile vurgulanmıştır. Kitabesi olmayan sebil Abdullah Paşa Vakfına aittir. Mimari özellikleri ve vakıf kayıtlarına dayanarak XVIII. yüzyıla tarihlendirmekteyiz.   

 26.CİHANZADE MEHMED BEY ÇEŞMESİ: Kemer Namazgâhının karşısında bulunan eser, taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. Kitabesine göre çeşme, XVIII. yüzyılın son çeyreğinde Cihanzade Mehmed Muhammed Bey tarafından inşa ettirilmiştir.

 27.FATMA HANIM SUBYAN MEKTEBİ VE SEBİLİ: Sıbyan Mektebi, çeşme ve sebilden oluşan yapılar, Hasan Efendi Mahallesi’nde, Eski Yeni Camii’nin güneybatısında yer almaktadır.  Vakıflar Aydın Bölge Müdürlüğünce restore edilmiş, konut, Polis Müzesi gibi işlevler verilerek kullanılmıştır; günümüzde kiraya verilerek şahıs tarafından değerlendirilmektedir. Minare benzeri süslemeleri ile dikkati çeken eserin kubbe ile örtülü sıbyan mektebinin kitabesi yoktur.  Alt katındaki sebil 1800-1801 tarihlidir. Sebil ile sıbyan mektebi aynı zaman diliminde inşa edilmiştir. Sebil ve sıbyan mektebini yaptıran Fatma Hanım, Cihanoğlu Mustafa Bey’in eşidir.

 28.ANONİM SEBİL:  Eser, Veysipaşa Mahallesi’nde Topyatağı Mevkii’ne çıkan yolun güneyinde yer almaktadır. Çeşme ve sebilden oluşan yapı, 2003 yılında restore edilmiştir. Üzeri dıştan beşik çatı ile örtülü yapının doğu cephesi, ana cephe şeklinde düzenlenmiştir. Doğu cephesi, üstte antik dönemi hatırlatan bir üçgen alınlıkla sona ermektedir. Cephenin köşelerine ve ortasına yerleştirilen mermer pilastırlar, çeşme ve sebili belirginleştirmiştir. Sebil kısmın yıkılan doğu cephesinde bir pencere, güney duvarında ise bir kapısı olduğu ifade edilmektedir.  Yapıyı mimari özelliklerine dayanarak XIX. yüzyıla tarihlendirmekteyiz.

 29.ÖZEL HAMAM: Köprülü Mahallesi’nde yer alan eser, günümüze harap halde ulaşmıştır.  Kuzey-güney doğrultusunda eğimli alana taş ve tuğla ile dikdörtgen planda inşa edilmiştir. İki bölümden ibaret hamamın batısındaki aynalı manastır tonozuyla örtülü kısım soyunmalık-ılıklık bölümü olmalıdır. Bu mekânın doğusundaki sivri kemerli kapıdan sıcaklığa geçilir. Kare planlı sıcaklığın üzeri geçişlerini sivri kemerli trompların meydana getirdiği kubbe ile örtülüdür. Sıcaklığın kuzey duvarında su deposuna açılan bir pencere vardır. Güney duvarında ise nişe yer verilmiştir. Mimari özellikleri bakımından eseri XIX. yüzyıla tarihlendirmekteyiz.

 30. AYDIN MERKEZ DÜKKANÖNÜ CAMİİ: Doğu Gazi Bulvarı üzerinde yer alan cami, günümüze onarımlar geçirerek ulaşmıştır;  inşasında taş ve tuğla kullanılmıştır. Üzeri kiremitlerle kaplı kırma çatı ile örtülüdür. Avlusundaki şadırvan yenidir. Eserin kuzey cephesindeki son cemaat yeri sonradan iki kata dönüştürülmüştür. Cepheler pencereler ile hareketlendirilmiştir. Kuzeyine yerleştirilen son cemaat yeri asli şeklini kaybetmiştir. Son cemaat yerinden basık kemerli bir kapı ile ulaşılan harim içte kare planlıdır. Tavanı ahşaptandır. İç mekân elemanları yenilenmiştir. Eseri 1880’lerden önceye tarihlendirmekteyiz.

 31.ANADOLU TEKNİK LİSESİ: Topyatağı Mevkii’nde, Askeri Tabur’un karşısında yer almaktadır. Dikdörtgen planlı yapı taş ve tuğla malzeme ile bodrum katı üzerine iki kat halinde inşa edilmiştir. Ortası avlulu okul binasının köşe mekânları dışa taşıntılı verilmiştir. Güney ve kuzey cephelerinin ortalarına birer giriş açılmıştır. Ortadaki avlunun etrafını dolaşan koridorun gerisine sınıflar idareci odaları gibi mekânlar yerleştirilmiştir. Eser ilk olarak 1891 yılında inşa edilmiş ve Aydın İdadisi adı altında hizmet vermiştir.1934 yılında sultani(lise) olmuş, 1919’da kapanmış, 1931’de Aydın Sanatlar Mektebi,1943’te Erkek Sanat Enstitüsü adını almıştır.

32.TAHİR PAŞA KONAĞI: Tahir Paşa Konağı, Topyatağı Mevkii’nde, Jandarma Tabur’unun sınırları içinde yer almaktadır. Taş ve tuğla malzeme ile inşa edilen eser, dikdörtgen planlıdır; bodrum üzerine iki kat halinde yapılmıştır.1930’lu fotoğraflarda yapının üzerinin kırma çatı ile örtüldüğü anlaşılır. Eserin güney cephesinde girişin üst kısmında 323 şeklinde okunabilen tarih dikkati çeker; hicri 1323/miladi 1905-1906’ya tekabül eder. Tahir Paşa, Aydın’a eyalet müşiri ve vali olarak 1837’de gelmiş,1838 yılında ayrılmıştır. Mimari ve süsleme özellikleri eseri XIX. yüzyıl ile XX. yüzyıl başlarına tarihlendirmemize kolaylık sağlamaktadır.

 33.EKREM ÇİFTÇİ EVİ: Konut, Veysipaşa Mahallesi, 1620 Sokak’ta bulunmaktadır. Bitişiğindeki ev ile birlikte sokak dokusundaki önemli konut mimarisi örneklerindendir.  Kuzey-güney doğrultusunda eğimli bir alan üzerine taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. Bahçesindeki çeşme Barok karakterli süslemelere sahiptir. Sağlam kalabilen doğudaki konut, iç sofalı plan tipindedir. Odalar, sofanın iki yanına yerleştirilmiştir. Yapının içindeki alçı süslemeler yoğunlukla bitkisel motiflerden oluşmaktadır. İnşa kitabesi bulunmayan eseri mimari ve süsleme özelliklerine dayanarak XIX. yüzyıl sonu-XX. yüzyıl başına tarihlendirmekteyiz.

 34.EYÜP ŞAHİN EVİ: Çankaya Caddesi’nde yer alan konut, Eyüp Şahin’in akrabalarının mülkiyetindedir. Konut, kuzey-güney doğrultusunda eğimli bir arazide dört kat halinde taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. Üst örtüsündeki kule şeklindeki çatısı dikkat çekicidir. Kuzey cephesindeki eyvanın dip duvarına yerleştirilen girişi çift kanatlıdır.  Güney yönündeki giriş ile bahçesine ulaşılır. Eyüp Şahin Evi iç sofalı plan tipindedir. Odalar sofanın iki yanına dizilmiştir ve ailelerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde düzenlenmiştir. Güney cephesinde sıva ile yazılmış 1934 tarihi dikkati çeker. Evin sahipleri yapının Macar ustalar tarafından bu tarihte tamamlandığını belirtmektedir.

35.GERMENLERİN EVİ: Eser, Gençlik Caddesi üzerinde yer almaktadır. Günümüzde zemin katı kırtasiye dükkânı, birinci katı ise kafeterya şeklinde kullanılmaktadır. Güney cephesindeki cumba, pencereler, binaya hareket katan unsurlardandır. Birinci kat iç sofalı planda düzenlenmiştir; doğu yönü balkon/teras halindedir. Birinci katın üst kısmındaki kule şeklindeki taşıntı Macar ustaların adeta imzası gibidir. Binanın mimari özelliklerine dayanarak XX. yüzyılın ilk yarısı içine tarihlendirmekteyiz.

 

36.EMNALAR EVİ: Eser, bodrum kat üzerine iki kat halinde inşa edilmiştir. Yapımında taş ve tuğla malzeme kullanılmıştır. Batı ve güney cephelerindeki üçgen alınlık uygulamaları Macar ustaların varlığını ortaya koyar. Günümüzde Rıfat Bey Konağı olarak restoran şeklinde işlevlendirilmiştir. Mimari özellikleri ile XX. yüzyılın ilk yarısı içinde inşa edildiği anlaşılmaktadır.

 

37.MADRAN PALAS: Hasan Efendi Mahallesi, Kazım Karabekir Caddesi’nde yer almaktadır. İki katlı inşa edilen yapının L şeklindeki alt katında toplam yedi adet dükkân mevcuttur. Binanın güneydoğu kısmındaki bir adet dükkân ile üst kattaki üç oda, bir banyo ve teras 1940’lı yıllarda eklenmiştir. İç sofalı plan tipinde inşa edilen üst katta 12 adet oda ile bir adet mutfak, bir adet tuvalet ve banyo bulunur. Üzeri Marsilya tipi kiremitlerle kaplı kırma çatı ile örtülüdür. Eserin inşa kitabesi yoktur. Aydın’a ait eski fotoğraflardan mimari ve süsleme özelliklerinden yola çıkarak Madran Palas’ı 1924-1927 yılları arasındaki bir zaman dilimine yerleştirmekteyiz.

 

 38.ŞEHİTLER ANITI: Kent 27 Mayıs 1919’da Yunan işgaline uğramış olup 28-30 Haziran 1919 tarihinde Yunanlılarla yapılan savaşlarda, özellikle Bey Camii’nin minaresinden efelerin taranarak şehit edilmesinin ardından Yörük Ali Efe sayesinde Aydın kurtarılır. Şehrin ikinci kurtarılışı ise 7 Eylül 1922’de gerçekleşmiştir. 1926 yılında şehitlere ithafen yaptırılan anıtın cephelerine Arap ve Latin harfli kitabeler yazılmıştır. Kuzey cephesindeki kitabede şunlar yazılıdır: EY ZAİR, BU ABİDENİN ÖNÜNDE DUR VATAN İÇİN AŞK VE RÜYALARINA VEDA ETMİŞ KURBANLARI DÜŞÜN 7 EYLÜL 1338-1922. 

 39.ZİRAAT BANKASI: Hasan Efendi Mahallesi’nde bulunan Ziraat Bankası, kuzey-güney ve doğu-batı yönlerinde eğimli bir alan üzerine taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. 1927 yılına ait fotoğraf incelendiğinde, bodrum üzerine iki kat halinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Üzeri kırma çatı ile örtülen eserin güneydoğu cephesi, iki yolun/sokağın birleştiği köşeye denk gelmesi nedeniyle pahlandırılmıştır. Bankanın ana girişi bu cephe üzerine yerleştirilmiştir. Yakın zamana dek onarımlar geçiren Ziraat Bankası’nın 1924 yılında Macar ustalar tarafından inşa edildiği belirtilmektedir.

 40.MİLLİ AYDIN BANKASI: Hasan Efendi Mahallesi’nde yer alan bina, Kasım Nuri Çörüş Bey, Topçuoğlu Nazım Bey ve Ahmet Sarı Bey ile yirmi kadar üreticinin bir araya gelerek 24.09.1913 tarihinde kurduğu milli Aydın Bankasıdır. Eserin bodrum ve birinci katları 1931 yılında asimetrik planlı olarak inşa edilmiş, ikinci katı ise ihtiyaç üzerine daha sonra eklenmiştir.  Güneydoğu cephesi, iki yolun kesişmesi nedeniyle pahlanarak giriş cephesi şeklinde düzenlenmiştir. Girişin üst iki tarafına sonradan madalyonlar içinde İrfan İzzet ve 1931 yazıları işlenmiştir. Milli Aydın Bankası’nın adı, 1981 yılında Tarişbank olarak değiştirilmiştir.1996’da yapı önemli bir onarım geçirmiştir.

41.HÜKÜMET KONAĞI: Veysi Paşa Mahallesi,  Hükümet Bulvarı’nda yer alan eser, kuzey-güney yönlerinde eğimli bir alan üzerine taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. U şekilli plana sahip Hükümet Konağı’nın üzeri kiremitlerle kaplı kırma çatı ile örtülmüştür. Hükümet Konağı, 22 Eylül 1899 yılında yangın geçirmiştir. Şevki Bey, Abdullah Ragıb Paşa zamanında yanan hükümet binasının yerine yenisini yaptırmış; halktan yardım alarak 1902-1903 yıllarında eseri tamamlatmıştır. Yunan işgalinde zarar gören, 1927 yılında çıkan yangında kullanılamayacak hale gelen bina, eski temelleri ve bodrum katı üzerine üç kat halinde yeniden inşa edilmiş (1928-1932), 1950 yıllarında ise dördüncü katı eklenmiştir.

  42.TARİŞ AVLUSU’NDAKİ BACA VE TARİŞ BİNA: Baca yaklaşık 18m yüksekliğindedir. Yukarı doğru daralan dikdörtgen formludur. Baca tuğla malzeme ile örtülmüştür. Gövde üzerinde yan yana ikişerli yukarı doğru devam eden yüzdelerde 12 adet dar yüzdelerde ise 14 adet kabara görünümlü metal aksamlar vardır. Bacanın üst kısmı dışa doğru kademelendirilmiştir. Alt kısmında ki platformun zemine oturan kısımlarında yuvarlak kemerler görülmektedir. Bacanın arkasında bulunan taş bina L planlı olarak inşa edilmiştir. Ortada yer alan kapı basık kemerli olup, kemer kısmı tuğla örgülüdür. Üzeri oluklu saç kalıplı çatılıdır. 2007 yılında tamamlanan restorasyon sonrasında depo olarak kullanılan bina kafeterya olarak yeniden düzenlenmiştir.

43.İL HALK KÜTÜPHANESİ: Yapı iki katlı kırma çatılıdır. Ön cepheden dört adet kare ayağa oturan boşlukla oluşturulmuş galeri ile iki yanında birer pencere yer almaktadır.  Üst katta ortada üç adet uzun pencere onların yanında ikişer adet pencere vardır. Yan cephesinde yuvarlak apsis benzeri bir mekân ile tek katlı bir bölüm bulunmaktadır.

 

AYDIN İLİNİN TARİHİ

Aydin, Bati Anadolu Bölgemizde tarih ve uygarlığın izlerini taşıyan, dünyanın ender yerlerinden biridir.

Tarihin çeşitli evrelerindeki değişik kültür birikimlerinin açık bir müzesidir. Tarihi M.O. 7000 yılına dayanan bu topraklarda yerleşen ilk insanlar, nerelere nasıl yerleştikleri ile ilgili el yapımı kayıtlar mevcuttur. Bu eserlerde M.O.5000 yılındaki koy kültürü, M.O.3000 yılında şehir devletleri kültürüne dönüşmektedir. Yeni gelenler M.O.2000 yılından itibaren devlet kurarak Anadolu kültürüne katkıda bulunmuşlardır. MÖ.. 14. VE 12. yy da Ege ve Doğu Akdeniz’in her yanına dağılan halk toplulukları kavimler halinde Ege kıyılarına kadar geldiler. Bu göç sonucunda Hitit devleti, Troia Krallığı, Miken kolonileri yıkılmıştır. Bu kavimlerden Atoller ve Ionlar Bati Anadolu’ da, Büyük ve Küçük Menderes ovalarına yerleştiler ve Lidya Krallığı bünyesinde 12 kıyı kenti kurdular, site denilen bu kentlerde deniz ticareti geliştirildi. Siyaset, sanat, bilim, felsefe, mimarlık, alanında da Sosyo-kültürel etkinlikler yarattılar.

Üçgözler (TRALLES) Lidya döneminde, Tralleis kenti, Karya, Kilikya, Iran ve Suriye ve Uzak Doğudan gelen ticaret mallarının toplandığı ve Ege limanına gönderildiği dağıtım merkezi durumundaydı. Ayrıca Büyük Menderes vadisinde yetiştirilen ürünler Milet limanından Yunanistan, Roma, Mısır ve Fenike’ye ihraç edilmekteydi. Nitekim Lidya gerek kendi kaynakları gerekse topladığı vergilerle olağanüstü gelişti, bölge ekonomisinde önderlik etti. Dünyanın ilk parasını darp eden (basan) ülke oldu.

Frigler, Anadolu’da ilk büyük devleti kurdular. M.O.1200 yılında Büyük Menderes’in yukarı platosuna yerleştiler.Frigler’in Trak Kavimlerinden olduğu Iiliryalilar’in saldırısı üzerine Boğazlar’dan geçerek Geldiklerini, Hitit krallığını yıktıkları biliniyor. lonlar’in M.O.1200 yılında Gediz ve Büyük menderes ovalarında kurmuş oldukları şehirlerin en Önemlisi Milet şehri idi. lonlar felsefede önemli aşamalar yaptılar. Matematik ve Astroiiomi bilgini Thales (Tales) her şeyin ana elementinin su olduğunu ileri sürdü; Lidyalilar’la Modyalilar arasında yapılan savaştaki güneş tutulması olayını önceden hesapladı. Miletli diğer bir bilgin Anoksimandros, her şeyin başlangıcının “sinirsizlik-sonsuzluk” olduğunu ileri sürdü. MÖ..5.YY da Irandan gelen Perslerin istilası sonucunda doğu kültürü ile tanışan Bati Anadolu kentlerinde Greko-Pers denilen yeni ve özgün bir kültür sentezi oluştu. M.O.546 yılında Lidya kralı Krezüs, Pers kralı Kyros (Kurus) ile yaptığı savası kaybedince, Ion şehirleri Pers Krallığı’na bağlandılar. Persler’in hoşgörüsüz davranışları kolonileri ile şehirlerin bağlarını kopardı. M.O.500 yılında karışıklıklar başladı. Perslerin bölgedeki egemenliği Makedonya’nın basına Aleksandr gelene dek devam etti ve Helenistik dönem başladı. Tüm bu istilalar sırasında Tralleis odaksal konumu nedeniyle askeri üs olarak kullanılmıştır. MÖ.. 1.ve 2. Yy.da Roma yönetimi altında kalan bölge, ekonomik, ticari ve kültürel alanda önemli gelişmeler gösterdi. Romalıların yerel kültürü benimsemeleri, kaynakları, yolları ve ticareti geliştirmesiyle yöredeki antik kentler, özellikle Efes, Milet, Tralleis, Aphrodisias kalkındı, büyük boyutlu anıtsal yapılarla donatıldı.

MS.. 4. Y.Y. sonlarında Roma imp.nun ikiye ayrılmasıyla Anadolu tümüyle doğu Roma diğer bir deyişle Bizans egemenliğinde kaldı. Antik tapınaklar kiliseye, tiyatrolar savunma kulelerine dönüştürüldü.Düz alanlarda bulunan kentlerin çevreleri yüksek surlarla koruma altına alindi. Ramsey’ e göre Tralleis açık alanlardan, bir çayın sürükleyip getirdiği tas yığınlarında oluşmuş bir tepe üzerine alindi.Böyle bir ortamda, 10.YY. dan itibaren devam eden Türk göçleriyle gelen Türkmenler kırsal alanları hemen hemen boşalmış olarak buldular. Anadolu’daki erken dönem Türk kolonizasyonu sistematik bir fetih olmaktan öte küçüklü büyüklü göç gruplarının Anadolu’ya gelerek kırsal yöre halklarıyla uzlaşması ve ekonomik kaynakları paylaşmasıdır

Türkler denizlere ulaşmadıkça uluslararası ticaretin dışında kalacaklarını gördüklerinden Anadolu yarımadasını çevreleyen yabancı kuşatmasını kırarak denizlere ulaştılar. Önceleri merkezi otoritenin ortadan kalkmış olduğuna sevinen Latinler, bölgeye daha önceleri göçle gelmiş olan Türkmen toplulukları ile yeni gelenler arasındaki yakınlaşma ile yüzyüze geldiler. Böylece belli bir isim (Aydin Beyliği) ve bayrak altında Ege denizinin Anadolu kıyılarında siyasi ve ekonomik gücü elde eden Türkmenler denizcilikle tanışmışlardır. Aydin beyliğinin hükümdarları kültür, sanat ve bilim hayatına önem vermişlerdir. Yörede günümüze ulasan cami, medrese, türbe gibi mimari eserlerin yanısıra çeşitli kütüphanelerde bulunan değerli el yazma eserler bulunmaktadır. Aydıoğulları Beyliği, 14. Yy.ın sonlarında Osmanlı Devletine katılmıştır. Osmanlı İmparatorluğunu son döneminde bati Anadolu’da yaygınlaşan çetecilere “EFE” denilmiştir. Genelde Ege kırsal alanında tek tek ya da gruplar halinde yasayan gözüpek dürüst, mert kişilerdir. Başkanları “Efe”, yardımcıları “Zeybek” ve “Kızan” adıyla anılır. Efelik 10.y.y.’ in sonunda Yusuf Pasa ile başlamış olup, en bilinenleri, 17.y.y. da Sivri Bölükbaşı, 19.y.y. da Atçalı Kel Memet ve nihayet 20.y.y. da Yörük Ali’ dir. Bu efeler adaletsizliğe ve haksızlığa uğradıkları gerekçesiyle hükümete başkaldıran silahlı eylemcilerdir. Zenginden alıp fakire vermişler, milli mücadele yıllarında kurtuluş yanlısı savaşçılar olmuşlardır. Milli mücadele yıllarında bölgenin Yunanlılarca işgali karşısında yörenin yurtsever asker, aydin ve din adamları efeleri yurt savunmasına davet etmişler ve Yörük Ali Efe grubu oluşturulmuştur. Az sayıda, dağınık halde Yunan askerleriyle mücadeleye giren Yörük Ali Efe ile birlikte Demirci Mehmet Efe ve maiyetindekiler giderek artan direniş göstermiş ve Yunan askerlerinin geri çekilmelerini sağlayarak çok etkili olmuşlardır. Düşman işgalinden kurtuluş günü olan 5 Eylül Kuyucak, Nazilli, 6 Eylül Söke, 7 Eylül Aydın’da her yıl törenlerle kutlanmaktadır.

COĞRAFYA

Aydin; Doğu Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu üçgeninin tam ortasında yer alan, Türkiye’nin tarım, sanayi ve dış ticaret ile turizm faaliyetlerinin bir arada bulunduğu, ekonomisi en gelişmiş bölgelerden olan Ege Bölgesi içindedir. Aydin ili ilk çağlardan beri verimli toprakları, elverişli, iklimi, ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Tarihi süreç içerisinde çeşitli uygarlıklara beşiklik etmiş, bugün hala geçmişin derin izlerini taşıyan güzel yurt köselerimizden biridir. Günümüzde de tarımsal faaliyetlerin yoğunluğu ve çeşitliliği, turizm olanaklarına sahip bulunması il’in önemini giderek artırmaktadır. Aydin, Anadolu’nun batısında, Ege Bölgesi’nin güneybatı kesiminde kıyı Ege bölümündedir.Kuzeyinde İzmir, Manisa, doğusunda Denizli, güneyinde Muğla ve batısından Ege Denizine açılır. Kuzey ve güneyi dağlık, engebelidir, iki bölüm arasında iki yandan faylarla sınırlanmış ve sonradan alüvyonlarla örtülmüş genç bir çöküntü alanı olan Büyük Menderes ovası yer alır. 1. derece deprem alanı olan bölge bir çok kez yıkıcı depremlere maruz kalmıştır.Yüzölçümü 8.007 km² dir. 37-38 kuzey enlemleri ile 27-29 doğu boylamları arasındadır. Nüfusu, 1997 nüfus sayımına göre 897.821’dir. Son sayımda bu sayının bir milyonu aşması beklenmiş ve bu tahminler fazlasıyla doğru çıkmıştır.

EKONOMİ

OSMANLI İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE AYDIN EKONOMİSİ

Bizans döneminde görülen koyu merkeziyetçi yapının bir benzeri, Osmanlı İmparatorluk yönetim sisteminde karşımıza çıkmaktadır. Toprak ve isletmelerin gözetimi ve yönetimi, büyük bir bürokrat kesim tarafından yapılıyordu. Büyük kentler de toplanmış tüccarlar, sarraf denilen tefeciler, has, zeamet ve tımar sahipleri sermayeyi ellerinde bulunduruyorlardı. Ancak devlet, bu sermayeyi kontrol ediyor ve gerektiğinde müsadere edebiliyordu. Bu ise özel mülkiyet, yatırım ve özel girişimciliğin gelişmesini engelliyor, sermaye, küplerle toprak altına gömülüyordu. Osmanlı Devleti’nin erken dönemlerinde başkentin Bursa, daha sonra Edirne ve İstanbul’a taşınması, Bizans döneminde olduğu gibi sermayeyi ve yatırımları Marmara, Karadeniz ve Trakya’ya yönlendirmişti. Bu dönemde Bati Anadolu limanlarındaki Latin tacirlerin imtiyazlarına son verilmiş, bunun üzerine Antik Çağ da Helen ve Romalıların, Orta Çağ da Ceneviz ve Venediklilerin organize ettiği uluslar arası ticaretle büyük ölçüde gelişen Efes, Milet, Foça ve İzmir gibi liman kentleri birer köye dönüşmüşlerdi.Selçuklu ve Beylikler döneminden gelen üretken ve canlı yapısıyla Menderes vadisi ürünleri, erken dönemlerde Osmanlı Sarayı’nın ilgi ve talebini çekmişse de, uluslar arası ilişkilerin kopması, ekonomik potansiyelin büyük ölçüde yitirilmesine ve içe kapalı bir ekonomiye dönüşmesine neden olmuştu. Bunun anlamı ise Büyük ve Küçük Menderesler ile Gediz vadilerinin yüzyıllarca dünyaya kapanması idi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, birçok ülkeden oluşan Osmanlı İMPARATORLUĞU kendi içinde pazarlara sahipti ve bu pazarlar canlılığı uzun süre korudu. Evliya Çelebi, Aydin yöresindeki tarımsal zenginlikten söz ederken Kuşadası için; “ …Ve bağ ve bahçesinin ve üzümü ve incir kurusu ve köftürü ve susami ve fıstıki sanavberi ve bademi rub’u meskunda yoktur diyecek kadar var Memduh nimetleri kati vafirdir ve hayır ve bereketleri mütekasidir.” Diye yazar. Evliya Çelebi, Aydin boyacılar çarsısında 70 adet boyahane olduğunu, buraya Denizli’den ve başka yerlerden binlerce yük bez getirilip, çeşit çeşit boyalarla boyalandığını, ayrıca 200 adet boyacı tokmağı vurulan dükkan olduğunu yazar. 19. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan köklü değişiklikler ve Bati ile bütünleşme girişimleri sonucu, üretim ve ticaret desteklenmiş, uluslar arası ticarete katilim sağlanmaya başlanmıştı. Bati Anadolu’nun fiziki coğrafyasının da etkisiyle, bölgedeki toplanma merkezi konumundaki İzmir, bu süreçte ön plana çıktı. Bati Anadolu kıyı kentlerine ve İzmir’e nüfus göçleri ile birlikte, ticaret için buralara gelen yabancı sayısında büyük artış oldu. İzmir de 1847’de 17584 yabancı varken, bu rakam 1860’da 28352’ye ulaştı. Bu süre içinde Osmanlı ticaret hacmi dört kat arttı.Rakamlarla ifade etmek gerekirse; 1842 yılında İngiltere’ye 59742 ton meşe palamudu, 14771 ton kuru üzüm, 7586 ton afyon ile 955 ton pamuk ihraç edilirken, 1876’da bu rakamlar, sırasıyla 601266, 361910, 221703 ve 12350 ton gibi çok yüksek rakamlara ulaşmıştı.

DEMİRYOLU İLE GELEN EKONOMİK CANLILIK (1853)

Aydin ilinin ekonomik yapısının gelişmesinde en belirgin adim, Aydin-İzmir demiryolunun yapılmasıdır. Amerikan iç savaşının başlamasıyla İngiliz tekstil sanayisinin pamuk ihtiyacını karşılamak için pazar arayışları Bati Anadolu’yu ve Aydin-İzmir demiryolunu gündeme getirmiştir. 1853 yılında Robert Wilkin adli bir İngiliz işadamının başlattığı demiryolu inşaatı ile ilgili girişimler sonuç vermiş ve Aydin demiryolu şirketi tarafından 7 Haziran 1866’ da 133 km.’ lik Aydin-İzmir demiryolu isletmeye açılmıştır. Bu modern ulaşım hattı, menderes vadisi için yeni bir dönemin başlangıcı oldu, taşıma giderleri km. basına %76 azaldı ve böylelikle bölgeye yılda 500.000 sterlin dolayında tasarruf sağlanmış oldu. 1877 lerde Aydin vilayetinin tüm giderleri karşılandıktan sonra, hazineye yılda ortalama 770.000 sterlin dolayında para aktarabilmekteydi. 1910 da bu gelir 1.700.000 sterline ve toplam devlet gelirlerinin %15 ine ulaşmıştı.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÖNCESİNDE AYDIN EKONOMİSİ (1890)

1890 Salnamesi’nde Aydın’da dokuma dallarının, beyaz ve renkli ipek ile bez olduğu kaydedilmektedir. Karacasu’da yöreye özgü dokumalar, Nazilli’de peştamal, havlu, battaniye, ipek gömleklik, astarlık bez, Bozdoğan ve köylerinde kıldan çorap, çul, torba, heybe dokunuyordu. Aydin Salnamesi’nde, Aydin Sancağı’ndaki isletmeler ve sahipleri ile ilgili olarak su bilgiler yer almaktadır; Aydın’da; İngiliz Hackins’in buharla çalışan meyan kökü fabrikası, Miss Lorm’un buharlı çalışır zeytinyağı fabrikası, Asnasu Kukule’nin buharla çalışır pamuk fabrikası, Söke’de; İngiliz Jan Forbes’un buharla çalışan meyanbalı fabrikası, Çine’de Abacı oğlu Dimitri’nin su ile çalışan un fabrikası, Nazilli’de Hacışeyhzade ve Hacı Ahmet Efendi’nin buharla çalışan un fabrikası, Denk’in buharla çalışan pamuk ve un fabrikası, Atça’da Istavraki Lazopulo’nun buharla çalışan pamuk fabrikası, Gelenbe’de Kırçıoğul Vasilaki’nin su ile çalışır pamuk, un imalathanesi, Bu isletmelerin yanısıra çok sayıda değirmen ve zeytin isleme tezgahları bulunuyordu. Aydin, tahıl dişi tarımın yaygınlığı ve yüksek verim gibi özellikler nedeniyle, bütünüyle tarıma dayalı Osmanlı ekonomisi içinde özel bir yere sahipti.tarımsal üretimin en belirgin özelliği incir üretimi olan Aydın’da Osmanlı İMPARATORLUĞU topraklarında yeralan tüm incir ağaçlarının yarısından fazlası (3,5 milyonun üzerinde) bulunmaktaydı. 1913 yılı rakamlarına göre Aydin Sancağı’ndan 43.724 ton incir elde edilmiştir. İncir’in yanısıra dışsatım ürünleri arasında pamuk ve üzüm’de basta gelmekteydi. Aydın’da bu dönemde hayvansal üretime ilişkin sayısal veriler şöyleydi; 26.669 öküz, 19.053 inek, 166.098 koyun, 181.998 keçi, 12.388 at, 5.794 deve vd. Cumhuriyet öncesi dönemde, yörede çıkan madenler zımpara taşı ve linyit kömürüydü. Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak özellikle yabancılar, ticareti desteklemek ve Babıali’nin borç talebini karşılamak amacıyla bankalar kurmuşlardı. Ancak, Müslüman-Türk tüccar ve toprak sahipleri, yabancılardan ve azınlıklardan bağımsız olarak parasal konularda kendileri için gerekli kaynakları yaratmak ve güvence altına alabilmek için ulusal bankalar halinde örgütlenme çabalarına girmişlerdir. Bu yıllarda ortaya çıkan bankalardan biri de milli Aydin Bankası’dır. Milli Aydin Bankası, merkezi Aydin olmak üzere 18.temmuz.1914 te kurulmuştur. 21.ağustos.1915 tarihinde Milli Aydin Bankası’nın bir kolu olarak “Kooperatif Aydin İncir Müstahsilleri Anonim şirketi” ismiyle TARİŞ kurulmuştur.

CUMHURİYET DÖNEMİNDE AYDIN EKONOMİSİ

Yeni Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu yıllarda dışa bağımlı ve açık, ekonomisi tarıma dayalı yoksul bir ülke özelliğini taşımaktaydı. Bu olumsuz özelliklerden kurtulmak, kalkınma ve sanayileşme hareketlerini başlatmak için 17 Şubat – 4 Mart 1923 de İzmir İktisat Kongresi toplanmıştır. Kongrede alınan kararlar doğrultusunda, öncelikle özel sektörün yetersiz olduğu alanlardaki açığın devlet tarafından giderilmesi benimsenmiştir. İzmir İktisat Kongresi ve Cumhuriyetin ilanıyla ülkemiz ekonomik yapılanmada yenilenme sürecine girmiştir. Bu çerçevede, bölgede üretilen incir, pamuk, zeytin, tütün gibi tarım ürünleri Aydin ve Nazilli’de toplanmış, İzmir’de ayıklanmış, tasnif ambalaj edilmiştir. Dolayısıyla bu işlemlerin yapıldığı sanayi dalları İzmir de gelişmiş, Aydın’daki imalathaneler ise genellikle iç tüketime yönelik olarak, tarım ürünleri isleyen gıda, dokuma, sabun, tarım araçları üretiminde faaliyet göstermişlerdir. 1930’lu yıllarda birinci beş yıllık sanayileşme planı hazırlanmış ve bu plan doğrultusunda, Aydin Nazilli’ de 1937 yılında faaliyete geçen Nazilli Basma fabrikası kurulmuştur. Atatürk tarafından isletmeye açılan fabrika, Aydin sanayinin temel taşlarından birini oluşturmuştur. Bu fabrika, 1950 yılında 60.000 ton iplik ve 23 milyon metre basma üretecek kapasitedeydi. 1950’lerden sonra, Kemer Hidroelektrik santralinin devreye girmesiyle enerji olanakları artan ilde, tüketim malları sanayicinin gelişiminin yani sıra, inşaat malzemeleri sanayim de kurulmuştur. Bu dönemden sonra, geleneksel olarak atölye düzeyinde yapılan gıda ve dokuma sanayii, fabrika ölçeğinde yapılmaya başlandı, inşaat malzemeleri sanayiinin kurulması, metal eşya sanayiinin gelişmesini sağladı. 1958 de Sümerbank öncülüğünde kurulan ve giderek özel sektöre devredilen Aydin Tekstil fabrikası ildeki pamuk ipliği ve pamuklu dokuma üretimini arttırmıştır. 1960 yıllar dokuma alanında özel sektör girişimciliğinin arttığı yıllar olmuştur. 1970’li yılların ortalarında SÖKTAŞ ve Nazilli İplik fabrikalarının kurulması ile Aydin büyük ölçekli dokuma tesislerine ulaşmıştır. Aydin imalat sanayiinde 1960 sonrası önemli gelişme gösteren bir sanayi kolu da gıda sanayiidir. İmalat sanayiinde gıda sanayii içinde zeytin isletmeciliğinin yan sanayii durumunda olan sabun imalatı büyük gelişme göstermiştir. İmalat sanayii alanında 1955 de bir devlet kurulusu olan Türkiye Çimento Sanayii T.A.S. bünyesinde kurulan Söke Çimento Fabrikasının da önemini belirtmek gerekir. 1975 – 1978 arasında il gayri safi hasılası içinde ortalama %10-11 paya sahip olan imalat sanayiinde ağırlık, tarım ürünleri isleyen tüketim malları sanayiindedir. İlde inşaat malzemeleri sanayiinde faaliyet gösteren diğer kuruluşlar tuğla ve kiremit fabrikaları ve bu fabrikalara hammadde sağlayan ocaklardır. Ülkemizin en büyük dondurma makinesi üreten fabrikası Nazilli’ dedir. 1940’larda atölye ölçeğinde kurulmuş, daha sonra genişleyerek Türkiye’nin en büyük ve modern dondurma makinesi üreten fabrikası durumuna gelmiştir.

GÜNÜMÜZDE AYDIN EKONOMİSİ GIDA SANAYİİ

Aydin, 1994 yılında ülke üretiminin zeytinde %47’si, kestanede %42’si ve incirde %60’ini üreterek lider konumda olmasına rağmen; bu potansiyeli isleyerek, üretilecek katma değeri ilde bırakacak ölçüde sanayileşememiştir. gıda imalat sanayiinde Aydın’lı firmalar, ülke firmalar toplamının 1987 yılında %22, 1988 yılında %17, 1989 yılında %18, 1990 yılında da %18 oranlarında katma değer ürettiklerini görüyoruz. Bu rakamların en az %50’ler seviyesine ulaşması için yeni isletmeler devreye girmekte ve yeni yatırımlar yapılmaktadır. Örneğin, 1995 yılında kurulan ve açılısı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 12.06.1998 tarihinde yapılan Adres İhracat, İthalat ve Ticaret Ltd.Şti. Ürettiği zeytin, sebze konservelerini vb. Avrupa, Amerika ve Asya ülkelerine ihraç etmektedir.

DOKUMA GIYIM EŞYASI İMALAT SANAYİİ

Dokuma giyim eşyası imalat sanayiinde Aydin, Çukurova’dan sonra ülke üretiminin %46’si oranında pamuk üreterek ikinci sırada yer alır. 1987-1990 döneminde en fazla katma değer bu sektörde üretilmiştir. Ayrıca, firma basına üretilen katma değer yine ayni dönemde Türkiye ortalamasının iki kati ya da daha fazlası olmuştur. Sektörde isçi basına üretilen katma değer de Türkiye ortalamasının üzerindedir. 1994 yılında 246.555 ton pamuk üreten Aydın’ın, 1995 yılında 92.208 ha ekilişle 275.030 ton, 1997 yılında 92.306 ha ekilişle 277.580 ton pamuk üretmiştir. Bu üretim potansiyeline karşılık, dokuma imalat sanayiinin temel girdisinin olduğu kaynakta dokuma sanayiinin istenilen düzeyde olmadığını görüyoruz. Dokuma imalat sanayiinde üretilen katma değerin ildeki diğer sektörlerde üretilen toplam katma değerlerin, ülkede üretilen katma değerlerle karşılaştırıldığında büyük bir farkla lider konumda olduğu görülmektedir. 604 kişi istihdamıyla 1954 yılında kurulan Aydin Tekstil AS., yine ayni yıl kurulan yaklaşık 1220 kişi istihdamıyla Nazilli Basma fabrikası (Sümerbank Holding AS), 1972 yılında kurulan 968 kişi istihdamıyla Söktaş AS, 1976 yılında kurulan 288 kişi istihdamıyla Köytaş, 1991 yılında kurulan 90 kişi istihdamıyla Mavi Ege Söke Giyim Sanayii AS gibi kuruluşlar, sektörün önde gelen kuruluşlarıdır. Üretilen katma değerde en büyük katkıyı 1220 isçi çalıştıran ve üretimini ihracata yönelik 2190 ton/yıl iplik, 16.460.000 mt/yıl ham bez, 15.000.000 mt/yıl mamul bez kapasiteli Sümerbank Nazilli Dokuma Fabrikası’dır. Ancak, bu değer üretiminde kamu sektörü ağırlıkta olmasına karşılık çalışan basına üretilen katma değerde özel sektör, 2 kat verimlilikle çalışmaktadır.

TASA VE TOPRAĞA DAYALI İMALAT SANAYİİ

İlde tasa ve TOPRAĞA dayalı imalat sanayiinde 22 isletme faaliyet göstermektedir. Sektörün önde gelen kuruluşlarından 1950-1980 döneminde Aydin sanayi incelenirken belirtilen Türkiye Çimento Sanayi TAŞ’nin bünyesinde yer alan Söke Çimento fabrikası, 1989 yılında özel sektöre satılmıştır.Bugünkü adıyla Bati Söke Çimento Fabrikası’nın yıllık çimento üretimi 324.000 tondur. İldeki tuğla fabrikalarının yıllık üretim kapasiteleri 104.320.730 adettir. Sektörün belli başlı isletmeleri 1955 yılında kurulan Bati Söke Çimento AS, 1990 yılında kurulan Kaltun Madencilik Tic. AŞ, 1975 yılında kurulan Aykas AS, 1983 yılında kurulan Çine Akmaden İşletmecilik Tic.A.S, 1978 yılında kurulan Aytopsan AS, 1979 yılında kurulan Göçtuğ AS, 1985 yılında kurulan Kaletopsan AS, 1964 yılında kurulan İtimat Toprak ve tarım San. AS., 1976 yılında kurulan Ortaklar Toprak San. ve Tic. AS gibi kuruluşlardır. Fabrikalarda kullanılan kalker ve kil, ildeki ocaklardan karşılanmaktadır. 1986 yılında kurulan Bati Yapı Elemanları AS, 60.000 m2 mermer isleme kapasitesine sahip, 1994 yılında kurulan Mercan Mermer AS, 1992 yılında kurulan Bati Ege Mermer Sanayii AS, 10.000 m3 mermer isleme kapasitesine sahip, 1995 yılında faaliyete geçen Özçelikler AS ve Atay şirketler topluluğundan Mermer Tay AS sektörün önde gelen kuruluşlarıdır.

METAL EŞYA MAKİNE TEÇHİZAT SANAYİİ

İlin en önemli imalat sanayii alt sektörlerinden birisi metal eşya, makine teçhizat imalat sanayiidir. Bu sektördeki isletmelerin büyük bir bölümü tarım araçları üreten, bir kısmi da ağırlıkla İzmir’deki makine imalat ve otomotiv sanayiinin parça üreten yan sanayileri durumundadır. tarım sektörünün gelişmiş olduğu ilde özel bir önem taşıyan tarım is makineleri sanayiinde; pulluk,diskaro, Gübre serpme makineleri, pülverizatör gibi tarım is makineleri yüksek kalitede üretilmektedir. Türkiye’nin en büyük dondurma makineleri, derin dondurucu ve dondurma muhafazası üreten ve ülkenin önemli elektronik sanayi kuruluşlarından biri Aydın’dadır. İlde orman ürünleri, kağıt, kağıt ürünleri ve mobilya sanayii, kimya, petrol ve plastik ürünler sanayii dalları gelişememiştir. Kömür ve sabun üretimi dışında kimya, petrol ve plastik sektörünün büyük tarım potansiyeli olan Aydın’da gelişememesi, sektörün getireceği çevre kirliliği nedeniyle bir şans olarak yorumlanması gerekir. İlde imalat sanayiinde bazı olumlu göstergelere rağmen ilin potansiyelini isleyecek imalat sanayiinin gelişmesi son yıllarda hız kazanmıştır.Bu gecikmenin başlıca nedenleri arasında; verimli toprak yapısına sahip ilin tarihsel süreç içerisinde ürettiği tarım ürünlerini İzmir’de yoğunlaşan acenteleri aracılığıyla düşük fiyatlarla satın alınması ve batinin ürettiği mamul malların yüksek fiyatlarla Aydin iline girmesi sonucunda oluşan değer transferi; son yıllarda ürettiği banka mevduatıyla Türkiye’de ilk 10 il arasındaki Aydın’ın, bu mevduatın ancak 1/10’unu kullanabilmesi ve bu oran içerisinde sanayi kredilerinin %8 civarında kalması, kolektif isletmeciliğin yaygınlaşmaması, sanayi alanları yaratmada karşılaşılan güçlükler, ülkede uygulanan teşvik mevzuatının yeterince bilinememesi ve bu nedenle de teşvik tedbirlerinden yeterince faydalanılamaması gösterilebilir.

ÜRETİME YÖNELİK SERMAYE ŞİRKETİ DURUMUNDAKİ BÜYÜK VE ORTA BOYUTLU SANAYİ TESİSLERİNİN BAŞLICALARI

Resmi: (Kamunun sahip ya da ortak olduğu)

Sümer Holding AS. Nazilli Nazilli Basma Sanayi İşletmesi. Nazilli Özel Sektör Ege Et Çine Akçay gıda Bozdoğan Aydin Tekstil ve Nebati Yağ AS. Aydin Taiwan Firstohm Aydin Elektronik San.ve Tic. AŞ Aydin Köytaş Tekstil San.Tic. AŞ. Nazilli Uğur Dondurma Mak.San.Tic. AŞ Nazilli Jantsa Jant Sanayi Tic. AŞ Nazilli Alpler Ziraat Aletleri San.Tic. AŞ. Aydin Söktaş Pamuk ve tarım Ürünleri San.Tic. AŞ Söke Mavi Ege Söke Giyim Sanayi ve Ticaret.AS Söke Selkim Selüloz Kimya San. Tic. AŞ Nazilli Ege Et Mamulleri Yem Sanayi AS Çine Bati Çimento Sanayi AS Söke Çine Akmaden Madencilik Tic. AŞ Çine Kaltun Madencilik Tic. AŞ Çine Polat Maden San.Tic. Ltd.Şti. Çine Çine Yem Besicilik ve Süt Sanayi Tic. AŞ Çine Söke Değirmencilik ve Tic. AŞ Söke Eyüp Şahinler Un Mamulleri San.ve Tic. Ltd.Şti. Aydin Sütman Süt Ürünleri San.Tic. AŞ Nazilli Alba tarım Su ve Hayvan Ürünleri San.Tic. AŞ Nazilli Bağcı Su Ürünleri Üretimi San.Tic. AŞ Aydin Adres İthalat İhracat Ltd.Şti .(gıda) Aydin Pehlivan Tekstil San.Tic. Ltd.Şti. Aydin Kuteks Kutsallar Tekstil San.Tic. AŞ Nazilli Melka Tekstil Konfeksiyon San.Tic. AŞ Nazilli Ekenerler Tekstil Ürünleri San.Tic. AŞ Söke Aykas Aydin kağıt ve Toprak San.Tic. AŞ Aydin Özege Dericilik San.Tic. Ltd.Şti. Karacasu Bilal Sabuncu Yağ ve Sabun Sanayi Tic. AŞ Aydin Beton Elemanları San.ve Tic. AŞ Nazilli Yüksel İnşaat AS Söke Mermer Tay AS Aydin Özçelikler AS Aydin Aydin Modern Beton Sanayi ve Ticaret AS Aydin Mak-Is Pompa Brülör Otomatik Kont.Cihaz.San.Tic. AŞ Aydin Azim Ziraat Aletleri Tic. San.Ltd.Şti. Ortaklar Sebat Ziraat Alet.Fab.San.Tic .It. Ih.. Ltd. Söke Mak-El İşi Cihazları San.Tic. AŞ Aydin Göçsan Endüstriyel San.Tic. AŞ Yilmazköy

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ

Organize Sanayi Bölgeleri, birbirleri ile uyumlu üretim yapan küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarının planlı bir alanda ve ortak altyapı hizmetlerinden yararlanacak şekilde standart ve düzenli bir fabrikalar topluluğudur.

AYDIN (ASTIM) ORGANİZE SANAYİİ BÖLGESİ

Aydin ili merkezinde ve Aydin-Denizli karayoluna cepheli olup, Taşbatan, Karaağaç Turnalı ovası ve Hava alanı mevkiinde yerleşik “Astim Sanayi ve Ticaret Is Merkezi” isimli küçük sanayi sitesinin sahip olduğu sanayi tesislerinin büyüklükleri göz önüne alınarak, Bakanlık tarafından Organize Sanayii Bölgesine dönüştürülmesi kabul edilmiş ve Müteşebbis Teşekkül Heyeti kurulusu tamamlanmıştır. Mevcut 5300 dekar Astim alanına, 280 hektar civarında daha ilave edilmesi için Aydin merkeze bağlı Tepecik Belediyesi ile Aydin Belediyesi ve Müteşebbis Teşekkül Heyeti Başkanlığına satın alma veya kamulaştırma çalışmaları talimatlandırılmıştır.

AYDIN (UMURLU) ORGANİZE SANAYİİ BÖLGESİ

Aydin-Denizli karayolu, Umurlu Bucağı Çörüslü mevkiinde, Aydın’a 11 km mesafededir. Aydin (Umurlu) Organize Sanayi Bölgesi, 15.07.1976 tarih ve 7/12207 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kurulmuş olup, kamulaştırma çalışmaları 30.01.1996 tarihinde tamamlanmıştır. 845.000 m2 alandan brüt 1.021.305 m2’ye çıkarılmış, yollar ve yeşil alanlar ayrıldıktan sonra sanayi alanı net 821.975 m2 olup, 5000 ila 10000 m2 arasında değişik alanlara sahip 103 parsel mevcuttur. 31.12.1997 tarihi itibariyle Aydin Organize Sanayi Bölgesinin sanayi parsel dağılımı su şekildedir:

Toplam parsel sayısı 103 adet Proje safhasında olan 14 adet Üretime geçen tesis 16 adet İnşaat halinde olan 26 adet olmak üzere toplam 56 firmaya arsa tahsisi yapılmıştır. Üretime geçen firmaların sektörsel dağılımı: Mermer sanayi 2 adet Ambalaj sanayi 2 adet Mobilya sanayi 1 adet Kimya sanayi 1 adet Hazır beton 1 adet gıda sanayi 3 adet Oto yan sanayi 2 adet Tekstil sanayi 2 adet -Toplam 16 adet İnşaat halinde olan ve proje safhasındaki tesislerin dağılımı: Alüminyum doğrama sanayii 2 adet Ambalaj sanayi 1 adet Sabun sanayii 1 adet Kimya sanayi 1 adet Dayanıklı tük.maz.san. 1 adet gıda sanayi 14 adet Oto yan sanayi 4 adet Tekstil sanayi 8 adet Ziraat aletleri sanayii 2 adet Soğuk hava deposu 1 adet Makine sanayii 2 adet Akü sanayi 1 adet Elektrikli ev.alet.san. 1 adet Mobilya sanayi 2 adet kağıt bobin sanayii. 1 adet Yapı elemanları sanayii 1 adet Tıbbi ger.sanayii. 1 adet Rad. TV.haber alt.san. 1 adet Plastik doğ.sanayii 1 adet Mermer sanayii 2 adet Toplam 47 adettir.

ORTAKLAR ORGANİZE SANAYİİ BÖLGESİ

Aydin iline bağlı Germencik ilçesi Ortaklar beldesinde, O.S.B kurulması Bakanlar kurulu kararı ile 1997 yılında yatırım programına alınmıştır. Etüt ve kamulaştırma ve yatırım için gereken harcamaların tamamı Müteşebbis Teşekkül Heyeti tarafından karşılanacaktır. Vali’nin başkanlığında oluşturulan Müteşebbis Teşekkül Heyet, Bakanlık tarafından da uygun görülmüş olup, çalışmalar devam etmektedir. Ortaklar beldesi, Gümüşyeniköy Karakovan mevkiinde 1000 dekarlık alanda kurulması düşünülen O.S.B., ilgili tüm Müdürlüklerin ortaklasa imzalı raporu, Bakanlığa sunulmuştur. Aydin ilinde mevcut, Umurlu ve ASTIM O.S.B’leri ile tamamlanarak devreye girecek olan Nazilli,Söke ve Ortaklar O.S.B.’leri, il genelinde büyük bir sanayi potansiyeli oluşturacakları göz önüne alınarak sanayiciye teknolojik destek, danışmanlık ve Pazar araştırması gibi hizmetleri verecek olan KOSGEB’e (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığına ) bağlı bir birimin ilde kurulması ile ayrıca Sanayi ve Ticaret ürünlerinin ihracat ve pazarlanmasında kolaylıklar sağlanması bakımından Gümrük Müdürlüğü’nün Aydın’da bulunmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Ortaklar beldesi, Gümüşyeniköy Karakovan mevkiinde 1000 dekarlık alanda kurulması düşünülen O.S.B.,ilgili tüm Müdürlüklerin ortaklasa imzalı raporu, Bakanlığa sunulmuştur. Aydin ilinde mevcut, Umurlu ve ASTIM O.S.B’leri ile tamamlanarak devreye girecek olan Nazilli, Söke ve Ortaklar O.S.B.leri, il genelinde büyük bir sanayi potansiyeli oluşturacakları göz önüne alınarak sanayiciye teknolojik destek, danışmanlık ve Pazar araştırması gibi hizmetleri verecek olan KOSGEB’e (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığına) bağlı bir birimin ilde kurulması ile ayrıca Sanayi ve Ticaret ürünlerinin ihracat ve pazarlanmasında kolaylıklar sağlanması bakımından Gümrük Müdürlüğü’nün Aydın’da bulunmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

NAZİLLİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ

Nazilli ilçesinde O.S.B.kurulması, Bakanlar kurulu kararı ile 1996 yılı yatırım programına alinmiş bulunmaktadır. Vali’nin başkanlığında oluşturulan Müteşebbis Teşekkül Heyeti oluşumu, Bakanlık tarafından uygun görülmüş olup, çalışmalarını sürdürmektedir. O.S.B.’nin kurulmasının düşünüldüğü arazi Egrek mevkiinde olup, Nazilli Sümerbank fabrikası arkasında ve Bozdoğan yoluna cephelidir. Büyüklüğü 1500 dekar civarındadır. Alt yapısının gerçekleşmesi ise Bakanlığın kredi desteği ile sağlanacaktır.

SÖKE ORGANİZE SANAYİİ BÖLGESİ

Söke ilçesinde O.S.B. kurulması Bakanlar kurulu kararı ile 1996 yılı yatırım programına alinmiş bulunmaktadır. Vali’nin başkanlığında oluşturulan Müteşebbis Teşekkül Heyeti’nin oluşumu Bakanlık tarafından uygun görülmüş olup, kuruluş çalışmaları sürdürülmektedir. alanı 2000 dekardır. Organize Sanayi Bölgesinin kurulmasının düşünüldüğü arazi Söke-Aydin demiryolunun güneyinde yer alan Kizilgin mevkiinde olup, arazi 1300 dekardan 2000 dekara çıkarılmıştır. Alt yapının gerçekleşmesi Bakanlığın kredi desteği ile yapılması sağlanacaktır. Bu proje Bakanlık tarafından da uygun görülmüştür.

TURİZM

Aydin ili, tarihi, kültürel ve doğal değerlerine sahip olmanın ötesinde, turizm faaliyetlerinin en yoğun olduğu Bati Anadolu’nun orta yerinde bulunmaktadır. Ayrıca, turizm açısından en önemli deniz sinir kapısına sahip olması, Aydın’ı, sektörün en gelişmiş illerinden biri haline getirmiştir. Aydın’ın batisi Ege denizine açıldığından, Kuşadası ve Didim ilçeleri turizmin her alanında, diğer ilçeler ise daha çok folklorik ve arkeolojik değerler açısından günübirlik ziyaretlere daha uygundur. Bu nedenle yatırımlar, bu iki kıyı ilçesinde toplanmış olup, ileriye dönük taleplerde bu bölgede yoğunlaşmaktadır. Aydin ilinin bir diğer önemi, İzmir metropoliten alana çok yakın ve doğrudan etki alanı içinde olmasıdır. İzmir’e otoyol bağlantısı ile 100 km uzaklıkta olan Aydin kent merkezi, İstanbul’a 930 km, Ankara’ya 530 km uzaklıktadır. Deniz yolu, il içinde Kuşadası limanından sağlanmakta, daha büyük liman kullanımı için İzmir limanından yararlanılmaktadır.

Demiryolu, Denizli-Aydin-İzmir hattının yanısıra Türkiye’nin ilk demiryolu hattı olan Söke uzantısı il içinden geçmektedir. Menderes havaalanı ise Aydin-İzmir otoyolunun üzerinde olup, İzmir’in yanısıra Aydin iline dolayısı ile Kuşadası ve Didim’e de hizmet etmektedir. Aydin ilinde iklimin uygunluğu ve uzun bir turizm sezonuna olanak sağlaması en önemli teşvik edici etkenlerden biridir. Akdeniz ikliminin hakim olduğu Aydin ilinde sıcak aylar çoğunluktadır. Ayni zamanda deniz suyunun sıcaklığı Mayıs-Ekim aylarını kaplayan senenin yarısında su sporları ve yüzme olanağı da sağlamaktadır. Ayrıca, deniz kıyısında halka açık plajlardan il içindeki yerleşmelerden ve çevre illerden gelenler, günübirlik veya hafta sonu olmak üzere yararlanmaktadırlar

Bu çeşit kullanım ulaşım rahatlığı ve iklim özellikleri nedeniyle oldukça yaygındır. Bu talebi basta Söke, Aydin, Nazilli ve Denizli kentleri oluşturmaktadır. Aydin ilinin batisi ile doğusu arasında turizm sektörü açısından oldukça fark vardır. Batisi iç ve dış turizme uygun hizmet veren kaynakların mümkün olduğunca kullanıma açılmış, potansiyel durumda olanların ise kullanıma açılması için gerekli girişimlerin yapıldığı bir kesimdir. Doğusu ise daha çok iç turizme yönelik hizmet vermektedir. Ancak ören yerleri ve yaratılacak çeşitlilikler bu kesimde de dış turizmin yoğunlaşmasına neden olabilecektir. Aphrodisias ve Pamukkale’yi kapsayan tur güzergahları nedeniyle dış turizm tarafından ilin doğusu kullanılabilmektedir. kıyı ve ören yerleri dışında sağlık turizmi (termal), tarihi ve mimari eserler, ören yerleri, müzeler, geleneksel el sanatları, yöresel festivaller, deve güreşleri gibi, kültür turizmi sportif turizm, doğa yürüyüşleri-trekking, atlı doğa gezileri, golf, dalma, deniz ve kara avcılığı, yüzme,yelken, su sporları gibi sportif turizm ildeki geliştirilebilecek potansiyele sahip etkinliklerdir.

KÜLTÜREL TURİZM

Aydin ili arkeolojik sit alanları yönünden Türkiye’nin en zengin yörelerinden biridir. MÖ 4000 yılının sonundan günümüze kadar Hitit, Ion,Lidya, Roma, Bizans, Anadolu Selçukluları, Aydıoğulları, Menteşoğulları ve Osmanlı İmparatorluğunun bir parçası olan il, bu birikimin sonucu olarak sahip olduğu antik kentler ve müzeleri ile iç ve özellikle dış turizm açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Batıda kıyı kesiminde bulunan önemli antik yerleşimlerden Milet,Didyma, Priene; orta güneyde Alinda, Alabanda; kuzeyde Tralleis, Nyssa ve doğuda Aphrodisias ve kuzey yakınında İzmir, Efes ve Meryemana evi, doğuda Denizli’de Hierapolis, güneyde Muğla’da Labranda, lasos ve Halikarnassos antik kentleri, tarihi ve arkeolojik gezi alanları oldukça yoğun turizm talebi yaratmaktadır

Kent merkezlerindeki Camiler ve Nazilli’deki Arpaz Kalesi, Bozdoğan’daki Körteke Kalesi, Koçarlı’daki Cincin Kalesi, türbeler, medreseler, mescitler ve hamamlar, gereken restorasyonların yapılması ve tanıtımlarına ağırlık verilmesiyle yukarıda sözü edilen Roma ve Yunan dönemlerine ait ören yerleri dışındaki Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yapıların da turistik amaçlı ziyaretlere teşvik edilmesi, il turizmine farklı bir perspektif kazandıracaktır. Turizm talebi yaratabilecek ildeki diğer çekici unsurlar arasında, eski kentsel dokuları, özellikli tarihi yöresel konut yapıları, festivalleri, otantik kırsal yerleşmeleri, gelenekleri, hali dokuma tezgahlarını, deve güreşlerini, orman ve yaylalardaki piknik ve mesire alanlarını saymak mümkündür. değişik kültürleri ve kültür eserlerini görmek, izlemek, folklorik faaliyetlere katılmak, yöresel mutfak, müzik, giyim gibi geleneksel etkinlikleri izlemek, ziyaretlerde bulunmak için, Aydin ili önemli olanaklara sahiptir. Sivil mimari örnekleri ve ilginç kırsal yerleşmelerden biri olan Kuşadası yakınındaki Kirazlı köyü, mimari dokusunun yanısıra halıcılık ve dokuma tezgahları, saç böreği-ayran gibi yöresel yiyeceklerini de hizmetleri içinde sunan nitelikleri ve yakınındaki Aslan Mağarası ile turist çekmektedir.Eski Çine ise mimari dokusu, 14. yüzyıldan kalma Ahmet Gazi Camii ve Ahi İbrahim Türbesi ile yakınında Asarlık mevkiindeki kaya mezarı ve kalıntıları, el dokuma sanatlarıyla dikkate değer bir tarihi yerleşimdir. Ayrıca Aphrodisias, Neopolis arasında Bozdoğan ilçesinde Olukbaşı köyünde Türkmenlerin geleneksel kil çadırları üretilmekte ve bu çadırlarda otantik giysilerle yerel yemekler sunulması için çalışmalar yapılmaktadır. Genellikle turizm mevsimi dışında yapılan festival ve özellikle, deve güreşlerine, daha ziyade yerel halk ve iç turizm tarafından katilim sağlanmaktadır. Deve güreşleri, kısıtlı sayıda da olsa, yabancı turistlerin de oldukça ilgisini çekmektedir. Ayrıca Sultanhisar, Nazilli, Ortaklar, Germencik, İncirliova, Kuyucak ve Köşk tren gar binaları, 19. yüzyıl ekonomi ve ulaşım tarihinin yasayan örnekleridir.

SAĞLIK TURİZMİ (TERMAL)

Aydin ilinde küçüklü-büyüklü termal tesisler bulunmaktadır. Germencik’teki Alangüllü (Bozköy), Ömerli ve Gümüş (Gümüşilica); Kuşadası’nda Davutlar, Sultanhisar’da Salavatlı ve Buharkent’te olmak üzere toplam 6 bölgede termal kullanıma yönelik tesis alanı vardır. Alangüllü Ilıcası : Germencik ilçesi Bozköy mevkiindedir. 32 oda ve 70 yatak kapasitesinde, Belediye belgeli kapalı termal havuzu olan bir tesis mevcuttur. Ayrıca İl Özel İdare tarafından kür tesisi ve modern termal ve konaklama tesisleri inşa edilmiş olup, bölgenin en modern ve büyük kaplıcalarından biri durumuna getirilmiştir. Gümüşköy Ilıcası : Germencik ilçesi Gümüşköy mevkiindedir. Gümüş termal tesisi, 2 oda ve 4 yatak kapasiteli çok küçük bir tesistir. Davutlar : Kuşadası ilçesi Davutlar beldesi yerleşmesinin hemen yakınında olan sıcaksu kaplıcası mevkiinde konaklama kısmi olmayan bir özel tesis vardır. Salavatlı kaplıcası : Sultanhisar’in batısındadır. Halen faal durumdadır.

SPORTİF TURİZM

Aydin ilinde su sporları ve denizde yapılan sporlardan; yüzme, dalma, yelken, sörf, su paraşütü ve su kayağı ile ayrıca dalarak zıpkınla veya kıyıdan-tekneden olta ile balık avcılığı da yapılmaktadır. Bu sporlardan yüzme, sörf, su kayağı ve paraşüt ile bunların dışında deniz bisikleti, muz kayak gibi rekreaktif amaçlı faaliyetler daha çok yerleşimlerin, hatta turistik tesislerin, ya da halkın yoğun olarak kullandığı plajların bulunduğu koylarda daha çok yapılmaktadır. Su altı dalma konusunda özel dalma alanları saptanmakta ve gruplar halinde bu alanlara turlar düzenlenerek, izlemek amacıyla denetimli dalışlar yapılmaktadır. Bunun için eski batik gemi, amfora ya da fok balığı, mercan kayalıkları gibi doğal özellikler taşıyan alanlar bulunmaktadır.